Doğayı korumak, onu sömürmekten daha büyük ekonomik faydaya sahiptir.

Dünyanın dört bir yanındaki alanları inceleyen yeni bir çalışmada, çoğu durumda, habitatların çiftlik gibi insanların kullanabileceği yapılara dönüştürülmek yerine korunduğunda veya restore edildiğinde ekonomik faydalarının daha yüksek olabileceği ortaya çıktı. Araştırma sonucundaki veriler, daha yeşil bir gelecek için verdiğimiz mücadeleye destek verir niteliktedir.

Kaynak: Rosa Gamboias
Bazı insanlar doğayı korumaya karşı öne sürdükleri ana argümanlardan biri, bunu yapmanın ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemesidir. Doğal yaşam alanları genellikle yararsız ve verimsiz olarak görülmektedir. Bir orman arazisini kesip tarım arazisine dönüştürebilecekken neden doğal haliyle kalsın? O alandan kazanılacak ekonomik faydalardan yerel halkın ve devletlerin faydalanabilme imkanı varken, neden tüm bu imkanlardan mahrum bırakılsın?
Çevreciler bu bakış açısının oldukça dar bir bakış açısı olduğu konusunda yıllardır hemfikir durumda. Sierra Leone çamur kayması gibi sayısız felaket yaşanmıştır. Ağaçlar kesilip yerine yapılan ekim arazileri, toprağın suyunu arıtmak, karbonu absorbe etmek, erozyonu önlemede ve doğal ekosistemlerin gerçekleştirdiği sayısız diğer hizmetleri sağlama konusunda daha az etkiye sahiptir.
Doğal ekosistemlerin sağlıklı bir şekilde varlıklarının korunmasının ne kadar faydalı olduğunu yıllardır biliyoruz. Çoğu kişiye bu tür ekosistemlerin faydalı olabildiğinin anlatılması biraz zor olabiliyor. Ancak bu çalışma, doğal alanları korumanın veya eski haline getirmenin o alanları sömürmekten daha büyük bir ekonomik fayda sağlayabildiğini gösterdi. Bu da belki birçok insanı ikna etmede araç olarak kullanılabilir.
RSPB (Birleşik Krallık BirdLife) liderliğindeli Cambridge Üniversitesi, BirdLife International ve bazı kurumları da içeren bir araştırma ekibi, altı kıtada düzinelerce yaşam alanını analiz etti. Kenya’dan Fiji’ye ve Çin’den İngiltere’ye kadar farklılık gösteren alanlar incelenmiştir. Ekip, bu alanların korunduğu veya eski haline döndürüldüğü senaryolarında, hizmet değerlerini (karbon depolama ve selden koruma gibi) inceledi. Bu incelemeler sonucunda alanları korumanın veya eski haline getirmedin daha büyük fayda sağlayacağı görüldü.

Kaynak: Sergey Tkachev
En önemli faydalarından biri, karbon dahil olmak üzere iklim değişikliğine neden olan sera gazlarının düzenlenmesinde rol oynamasından geliyor. Araştırmacılar, alanların 24’ünü daha ayrıntılı olarak analiz ettiler ve atmosfere salınan her bir ton karbonun küresel topluma 31 dolarlık maliyeti olduğu varsayılırsa, alanların %70’inden fazlasının korunmasıyla küresek anlamda yüklü miktarda ekonomik fayda sağlamaktadır.
Yapılan bu hesaplamalarda karbon tamamen çıkarılsa bile, araştırmacılar alanların neredeyse yarısının doğal haliyle bizim için daha değerli olduğunu keşfettiler. RSPB’den baş yazar Dr. Richard Bradbury ve Cambridge Üniversitesi’nde fahri araştırmacı “Biyoçeşitlilik kaybını durdurmak başlı başına hayati bir hedeftir, ancak doğa aynı zamanda insan refahının da temelini oluşturur” diyor. Şöyle devam ediyor: “Yalnızca dolar ve sentlerle ilgileniyor olsanız bile, doğayı korumanın ve eski haline getirmenin artık çoğu zaman insan refahı için en iyi seçenek olduğunu görebiliriz. Başka bir deyişle, bu alanları korumak sadece para tasarrufu sağlamaz, aynı zamanda insan refahını önemli ölçüde artıracak, ekoturizm ve doğa temelli sektörlerden gelir sağlayacaktır.
Araştırmacılar, BirdLife’ın son on yılda geliştirilmesine yardımcı olduğu TESSA’yı (Ekosistem Hizmeti Alan Bazlı Değerlendirme Araç Seti) kullanarak 62 alanın tamamını analiz ettiler. Bu standartlaştırılmış sistem, araştırmacıların mevcut durumda bir alan tarafından sağlanan hizmetlerin (temiz su, doğa temelli rekreasyon, ekin tozlaşması vb.) alternatif senaryolar (örneğin tarıma geçiş) ile sağlanan değerlerle karşılaştırmasına yardımcı olur.
Örneğin, TESSA’yı kullanan bilim adamları, Nepal’deki Shivapuri-Nagarjun Ulusal Parkı’nın doğallığını kaybedip ormandan tarım arazisine dönüştürülmesi durumunda, karbon depolamanın faydalarını % 60 ve su kalitesinin faydalarını % 88 oranında azaltacağını keşfettiler.
Bu bulgular, doğa için yeni küresel çerçevenin geliştirilmesinde hayati bir rol oynayabilir. BirdLife International’dan çalışmanın ortak yazarı Anne-Sophie Pellier bu durumu şöyle özetliyor: “Sonuçlarımız, Önemli Biyoçeşitlilik Alanlarını korumanın ve eski haline getirmenin yalnızca türleri ve ekosistemleri korumak için değil, aynı zamanda topluma daha geniş ekonomik faydalar sağlamak için de anlamlı olduğunu kanıtlıyor. Bu, şu anda karşı karşıya olduğumuz benzeri görülmemiş biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak için yeni koruma stratejilerinin ışığında çok önemli hale geliyor. “
Kaynaklar:
https://www.birdlife.org/worldwide/news/protecting-nature-has-bigger-economic-benefit-exploiting-it