Tazmanya kaplanı (Thylacinus cynocephalus)

Fiziksel Özellikler ve Tanım
Tazmanya kaplanlarının toplam vücut uzunluğu 123 cm ila 195 cm, kuyruk uzunluğu ise 50.8 ila 66 cm’dir. Vücut ağırlıkları 15 ila 30 kg arasında değişebilmektedir. Erkek bireyler dişilerden biraz daha büyük olma eğilimindedir.

Tazmanya kaplanları keseli hayvanlardır ve vücudunun arka kısmıında bir keseleri vardır. Tüyle kısa ve yoğundur. Kürek kemiklerinin arkasından başlayarak hem uzunluğu hem de genişliği giderek artan 13 ila 19 arasında çizgi deseni bulunmaktadır. Ayrıca güçlü ve kalın kuyrukları vardır. Dar burunlarında ortalama olarak 24 duyusal bıyıkları vardır. Etobur hayvanlar için uygun 46 dişe sahip güçlü çenelere sahiptir. Kangurulara benzer şekilde, ara sıra “tek yürüme” veya iki ayak üzerinde zıplama yeteneğine sahiplerdir.
Tür Biyocoğrafyası
Tazmanya kaplanları soyu tükenmiş olarak kabul edilen bir canlıdır ancak yaşadığı dönemlerde Avustralya ve Papua Yeni Gine’ye yayıldığı düşünülüyor. Bu biyocoğrafya 1972’de Wright tarafından bulunanlar ve günümüzden 180 yıl öncesine tarihlenen radyokarbon kemik koleksiyonları gibi çeşitli mağara çizimleriyle doğrulanmıştır. Tazmanya kaplanlarının en son neslinin tükenmesi için avladıkları Tanzanya’da yaşadığı biliniyordu.
Yaşam Alanları
Tazmanya kaplanının tercih ettiği yaşam alanları hiçbir zaman tam olarak bilinememesine rağmen, Avustralya kıyı bölgelerinde kalıntılar toplanmıştır. Avlanmalarından neslinin tükendiği tarihlere kadar Tazmanya’nın her yerinde görülebiliyorlardır. En çok tepelik arazilerde, gündüzleri ormanlık alanlarda ve otlaklarda vakit geçiriyordu. Ancak bu gözlemler gerçeği tam olarak yansıtmayabilir, çünkü Tazmanya kaplanları bu süre zarfında aktif olarak eziyet gördü bundan dolayı davranışları etkilenmiş olabilir. Kalan son popülasyon, Tazmanya’nın yoğun yapmur ormanlarıyla sınırlıydı. Tazmanya kaplanı inlerini, esas olarak otlaklar gibi açık alanlara bitişik olan tepelik alanlardaki içi boş kütüklere veya kaya çıkıntılarına yaparlardı.
Ev Aralığı
Tazmanya kaplanlarına ait bilgiler binlerce yıl boyunca farklı biçimlerle günümüze kadar ulaşmıştır. Mağara resimlerinde ve Avustralasya manzaralarının tasvirlerinde kendine yer bulan bu türün ev aralığını belirlemek bir hayli zordur. Tazmanya kaplanlarının kalıntılarının çoğu kıyı şeridine yakın mağaralarda bulundu. Ancak bu insanlar ile Tazmanya kaplanının etkileşiminin bir sonucu da olabilir, çünkü Tazmanya kaplanlarının anotomisinin avı öldürmek için uzun mesafeleri gidebilecek şekilde olduğu düşünülmektedir.

Beslenme Alışkanlıkları
Eski verilerden bazıları Tazmanya kaplanının Dikenli karıncayiyenlerle beslendiklerini göstermektedir. Avustralyalı ormancılar buzak ve koyun gibi çiftlik hayvanlarının kemikleri ile dolu olan Tazmanya kaplanı inlerini bulmuştur. Tazmanya kaplanlarının sadece öldürdüğü hayvanı yediğine ve asla avlandığı alana geri dönmediğine tanık olunmuştur. Esaret altındaki Tazmanya kaplanları et ile beslenmektedir. Ayrıca hayvan ölümlerinin incelenmesi sırasında Tazmanya kamplanlarının avladığı hayvanın yalnızca belirli kısımlarını tükettiği tespit edilmiş, bu nedenle kan içmeyi tercih ettikleri efsanesi ortaya çıkmıştır. Tazmanya kaplanlarının yuvalarında bulunan kemikler incelendiğinde valabi, tavşan kanguruları ve Bettongs (keseli bir hayvan) gibi canlılarla beslendiklerini söylemek mümkündür.
Üreme Bilgisi
Tazmanya kaplanlarının yakalanması son derece zor hayvanlar oldukları ve gözlem yapmanın pek mümkün olmadığından dolayı çiftleşmesi ile ilgili pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Guiler, Tazmanya kaplanlarını yakalayan veya öldüren kişilerin kayıt altına alması için verilen ödül sonucunda elde ettiği kayıtlara dayalı bazı fikirler geliştirdi. Bu kayıtlarda bir çift ve bir erkeğin sadece bir kere aynı yerde yakalandığı veya öldürüldüğü geçiyordu. Bu da Guiler’in bireylerin sadece çiftleşmek için bir araya geldiklerini, bunun dışında ise yalnız olduklarını varsaymasına neden oldu.

Tazmanya kaplanı (Thylacinus cynocephalus), 1930’larda soyu tükendi.
Fotoğraf: Dave Watts
Davranışları hakkında az veri olmasına rağmen, Guiler (1961), üreme mevsimini anlamak için kayıtları kullandı. Her mevsimde yarı yetişkinlere (ve anneleri) ait kayıt olmasına rağmen, genç bireylere ait en fazla kayıt Mayıs, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında bulunmaktadır. Bu bilgiler ışığında üreme mevsiminin yaklaşık olarak 4 ay sürdüğünü tahmin etmektedir. Bir dişinin sonbaharda üremeye başlayacağını ve ilk yavru sütten kesildikten sonra ikinci bir yavruya sahip olabileceği düşünülmektedir. Diğer kaynaklar doğum yıllarının yıl boyunca gerçekleştiğini ancak yaz aylarında yoğunlaştığını belirtmektedir. Gebelik süresi bilinmemekle birlikte, yavrunun genellikle 2 ila 4 ay arasında kesenin içinde kaldığı, keseden çıktıktan sonra ise 6 ay daha anne ile kaldığına inanılmaktadır.
Tazmanya kaplanı dişileri yavrularına büyük özen gösteren canlılardır. Anne bireyin kesesindeki 3 ila 4 yavruyu oraya sığamayacak duruma gelene kadar baktıkları belgelenmiştir. Yavrular kese içerisindeyken emzirilmektedir. Ayrıca yavruların en az yarısının büyüyene kadar anneleriyle kaldıkları düşünülmektedir.
Yaşam Süresi
Tazmanya kaplanlarının yaşam süreleri tam olarak bilinmemektedir. Tazmanya kaplanının esaret altında en uzun yaşam süresi 12 yıl 7 aydır. Bu dişi birey ömrünün 9.5 yılını esaret altında geçirmiştir. Esaret altındaki bireylere dayanarak, vahşi bir Tazmanya kaplanının ömrünün 8 ila 10 yıl arasında olduğu tahmin edilmektedir.
Davranış Özellikleri
Le Souef ve Burrell (1926), Tazmanya kaplanlarının adımlarken, koku alan bir tazı gibi başını aşağıda tuttuğunu ayrıca çevreyi izlemek için başını dik tutup aniden durduğunu kaydetti. Ayrıca bu hayvanların insanlara karşı oldukça uysal olduğu da belirtilmiştir. Tazmanya kaplanları, kafes içerisini temizlemeye gelen hayvanat bahçesi çalışanlarına çok az ilgi gösteriyordu. Bunun nedeninin Tazmanya kaplanlarının güneş ışığında yarı kör olması olduğu düşünülüyordu. Güneşli havalarda, hem hayvanat bahçesinde hem kalıntıların bulunduğu mağralarda hem de tutsak hayatında daima inine çekilmekteydiler. Ancak, aynı zamanda güneş ışığından da güneşlenerek faydalandıkları oluyordu. Bu yarı gececi için oldukça garip bir davranıştı. Tazmanya kaplanları uyudukları sırada kulağı tamamen dik olacak şekilde yan yatmayı tercih ederlerdi.
Gunn (1863) tarafından, dişi bir Tazmanya kaplanının bir zamanlar metre civarındaki kafes kirişlerinin tepesine kolayca atlayabildiğini belgelemiştir. Tazmanya canavarlarının kısa mesafelerde zıpladığında kanguru benzeri bir görünümü olduğu söylenmektedir.
Tazmanya kaplanları insanlara karşı oldukça uysal canlılardı. Bundan dolayı insanlara saldırı vakası son derece azdır. Saldırma vakaları sadece Tazmanya kaplanları çevresindeki hareketten veya ışıktan ürktüklerinde veya köşeye sıkıştıklarında meydana gelmiştir. Tazmanya kaplanları hatırı sayılır br güce sahip olduğu belirtilmektedir. Tazmanya kaplanları, avlarını yorulana kadar uzun mesafeler boyunca takip ettikleri sonra aniden saldırdıkları bilinmektedir. Bu durumun keselileri göçebe hale getirdiği ileri sürülmektedir. Tazmanya kaplanları yalnızca öldürdüğü calıları yerler ve hiçbir zaman hayvanı tümüyle tüketmez bu konuda seçici davranırlar.

İletişim ve Algı
Tazmanya kaplanları nispeten yalnız canlılar olsa da, rahatsız olduklarında veya heyecanlandıklarında ses çıkardıkları belgelenmiştir. Gould 1863’te Tazmanya kaplanlarının rahatsız edildiklerinde havlama seslerine benzer kısa gırtlak çığlıkları atmaya başladıklarını, Le Souef ve Burrell ise heyecanlandıklarında nefeslerinde hırıltı ile bir dizi öksürük şeklinde havlama yaptıklarını belirttiler.
Tazmanya kaplanlarının kafatası, asıl olarak avlanmada kullanılan koku alma duyusunu açıkladığı varsayılan genişlemiş bir sinüs boşluğu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu keseli canlılar yarı gececi olduklarından dolayı görme duyusunun kullanılması bir hayli zordur; ancak görüşünün kalitesi başka bir konudur. Esaret altında, Tazmanya kaplanlarının potansiyel tehditleri (hayvanat bahçesi personeli gibi) görmezden geldiği ve sıcaklıktan bağımsız olarak güneşten korunmak istediği belgelenmiştir.

Koruma Statüsü
Tazmanya kaplanının nesli tükenmiştir. Bilinen son yabani Tazmanya kaplanı 1930 yılında vurulmuştur. Tutsak halde yaşayan son Tazmanya kaplanı ise 1936 yılında hayatını kaybetmiştir.
Ekosistemdeki Rolü
Tazmanya kaplanları en büyük keseli etoburdu ve besin zincirinin en tepesinde yer alıyordu. Bu konumunu göz önüne alırsak, Tazmanya kaplanları diğer av popülasyonlarını makul sınırlar içinde kalmasını sağlayacaktır. Buna örnek olarak valabiler verilebilir.

Fotoğraf: Topical Press Agency/Hulton Archive/Getty Images
İnsanlarla Etkileşimi
Tazmanya kaplanları avlandıkları yıllarda tuzak kuran birçok insan için birincil gelir kaynağıydı. Bu canlıları yakalayabilen veya öldürebilenlere yapılmış birçok ödeme belgesi bulunmaktadır. Yakalanan Tazmanya kurtları birçok farklı yerdeki hayvanat bahçelerine gönderilmekteydi.
Tazmanya kaplanları Avustralyalı yerleşimciler için birçok tarımsal sorunun kaynağı olduğu ve koyun sürülerinin Tazmanya kaplanları tarafıdan parçalandığı düşünülüyordu. Bununla birlikte, Tazmanya kaplanları ile insanların karşı karşıya gelmesi sonucunda bazı yaralanma vakaları meydana gelmiştir. Bu vakaların bir tanesi Tazmanya kaplanının muhtemelen kendini savunmasının bir sonucu olarak ısırıkla sonuçlanmış.
Kaynaklar:
- https://animaldiversity.org/accounts/Thylacinus_cynocephalus/
- https://australian.museum/blog-archive/museullaneous/investigating-a-picture-of-an-thycaline/
- https://news.cgtn.com/news/2020-03-01/Tasmanian-wolf-The-extinct-marsupial-that-lived-as-a-scapegoat-