Kıyıların Nadir Deniz Memelisi: Akdeniz Foku (Monachus monachus)

Akdeniz foku olarak bilinen son derece nadir ve nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan bu deniz memelisi, Türkiye kıyılarında yaşayan en nadir canlı türlerinin başında gelmektedir. Geçtiğimiz yüzyıllarda son derece şiddetli bir yok oluşun eşiğine gelseler de günümüzde birkaç yüz birey diyebileceğimiz küçük gruplar halinde varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar. Ülkemiz de dahil olmak üzere türün devamlılığının sağlanması için birçok koruma programı sürdürülmektedir. Buna ek olarak kıyı şeritlerindeki insan aktivitelerinden son derece olumsuz etkilenen bir tür olan Akdeniz fokları, Yüzgeçayaklılar (Pinnipedia) alttakımının sayıca dünyada en az bulunan türüdür.
Fiziksel Özellikler ve Tanım
Akdeniz fokları 2,3 m ila 2,8 metre uzunluğa ulaşan orta büyüklükte bir yüzgeçayaklıdır. Doğu Akdeniz’de doğan yavruların ortalama uzunluğu 102.6 santim olurken 15,5 kilogram ağırlığındadırlar. Yetişkin Akdeniz fokları 240 ila 300 kg arasında olsa da Doğu Akdeniz’de erkek bireyin 400 kg, gebe bir dişinin ise 302 kg olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır.
Tür Biyocoğrafyası ve Popülasyon Bilgisi
20.yüzyılda günümüzdekiden çok daha geniş coğrafyalarda görülebilen Akdeniz foklarının nesli Fransa anakarası, İspanya ve Balear Adaları, İtalya ve Toskana takımadaları, Mısır, Lübnan ve Tunus gibi coğrafyalarda nesli yok edilmiş olup bugün yalnızca iki popülasyon halinde bulunmaktadır. Bu popülasyonlar aralarında 4.000 km bulunan Doğu Akdeniz ve Batı Sahra’da bulunmaktadır. Doğu Akdeniz popülasyonu İyon Denizi ile Ege Denizlerindeki adalar arasında ve Türkiye ile Yunanistan kıyıları boyunca küçük gruplar halinde toplamda 400 ila 500 bireyden oluşmaktadır. Bu bireylerin ise 100’ünün Türkiye’de, geri kalanının Yunanistan’da olduğu tahmin edilmektedir. Bir diğer popülasyon olan Batı Sahra popülasyonu, Madeira takımadalarındaki Desertas Adaları’nda ve Batı Sahra’nın güney kıyısındaki Cape Blanco Yarımadası’nda yaşayan 187 ila 240 arasında bireyden oluşmaktadır.
Akdeniz fokları zaman zaman Marmara ve Karadeniz’de, Adriyatik kıyısında ve Hırvatistan adalarında, Sicilya’da, Fas ve Cezayir’in Akdeniz kıyılarında, Senegal’de, Gambiya’da ve Cape Verde’de de gözlemlenebilmektedir.

Fotoğraf: Project Thalassa
Yaşam Alanları
Akdeniz fokları genellikle kıyı sularında bulunurlar. Kıyı sularında insan aktivitelerinin bulunduğu alanlarda ise kıyılarda bulunan mağaralara girerek daha rahat ortam arayışına giderler.
Takson Bilgisi ve Sınıflandırma
Akdeniz fokunun ilk bilimsel sınıflandırılması 1779 yılında Adriyatik Denizi kıyısındaki bir fokun incelenmesine dayanılarak Johann Hermann tarafından yapılmıştır. Türe ilk olarak Phoca monachus adı bu zaman verilmiştir.
1782 yılında Buffon, aynı türü hem Johann Hermann’ın yaptığı tanımlamadan habersiz hem de bağımsız olarak Phoca albiventer olarak tanımladı. Ardından 1785 yılında Boddaert, Buffon’un tanımını kullanarak aynı foku Phoca albiventer olarak yeniden adlandırdı.
Akdeniz foku daha sonra birçok farklı kişi tarafından Phoca bicolor, Phoca leucogaster, Pelagios monachus, Phoca hermanni, Monachus mediterraneus, Pelagocyon monachus, Phoca crinita (1848’de Menis), Leptonyx monachus gibi çeşitli isimlerle tanımlandırıldı.
Daha sonra 1822 yılında Flemming tarafından Monachus ismi önerildi ve diğer Akdeniz fokları 1888’de Monachus monachus altında birleştirilse de 1950 yılına kadar çeşitli makalelerde Monachus albiventer adlandırılması da görülmüştür.
Bilimsel olarak ilk tanımlandığı tarihten bu yana Akdeniz foklarının bilinen dağılımı Akdeniz’in kuzey kıyıları ile sınırlıydı. Varlığına ve incelenen tür bireylere ilişkin referanslar da bu bölgeden, özellikle de Güney Fransa, Sardunya, Dalmaçya ve Yunanistan’dan yapılmaktaydı.
1854 yılında Madeira takımadalarında bulunan ve ilk bulunduğunda yeni bir fok cinsi olduğu düşünülüp Heliophoca atlantica olarak tanımlanan canlının aslında Akdeniz foku olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle Akdeniz foklarının dağılım haritasına Atlantik’te Kanarya ve Madeira Adaları da eklenmiştir. 20 yüzyılda dağılım haritası Batı Sahra da dahil edildi.
Doğu Akdeniz’deki Akdeniz fokları ile Atlantik ve Batı Akdeniz’deki foklarının kafatası morfolojilerindeki farklılıklara dayanarak bu türün taksonomik olarak ayrılması önerilmiştir. Ancak yapılan çalışmalarda genetik farklılıkların iki popülasyonun üreme bölgelerinin izolasyonundan kaynaklandığı ve iki farklı tür olarak tanım yapılması için elde yeterli veri olmadığını ortaya koymuştur.
14 ve 15. yüzyıllarında Atlantik’deki Akdeniz foklarının popülasyonun yok olmasının nedeninin avcılık olduğu düşünülmektedir. Ancak türün Dahkla Körfezi veya Batı Sahra’nın güneyindeki Aguerguer kıyısı gibi bazı bölgelerdeki yok oluşunun nedenleri ve zamanlaması bilinmiyor. Benzer şekilde Desertas Adaları ve Cape Blanco yarımadasındaki popülasyonların varlığını sürdürmesinin nedenleri de bilinmemektedir.
Alem | Hayvanlar Alemi (Animalia) |
Şube | Omurgalılar (Vertebrata) |
Sınıf | Memeliler (Mammalia) |
Takım | Etçiller (Carnivora) |
Aile | Fokgiller (Phocidae) |
Cins | Monachus |
Tür | Akdeniz Foku (Monachus monachus) |
Beslenme Alışkanlıkları
Akdeniz fokları beslenmek için sığ kıyı sularını tercih ederler. Ton balıkları, yılan balıkları, sardalyalar, ıstakozlar, yassı balıklar ve kefal gibi canlı türlerini tüketirler. Buna ek olarak ahtapot gibi kafadanbacaklılarla da beslenebilirler.

Fotoğraf: Wildlife Travel
İnsanlarla Etkileşimi
Akdeniz fokunun geçmiş yüzyıllarda insanlarla son derece ölümcül bir geçmişi vardır. İnsanlar tarafından geçim ihtiyaçları, ticaret, balıkçılık gibi farklı alanlarda fayda sağlamak amacıyla katledilmişlerdir. Bir zamanlar günümüzdekinden çok daha kalabalık popülasyonları bulunan akdeniz fokları hakkında antik çağlardan itibaren hem tasvirler resmedilmiş hem de çeşitli bilgiler yazıya geçirilmiştir. Taş Devri’ndeki çizimler ve tarihi kayıtlar incelendiğinde, türün insanların yaşamsal faaliyetleri için araç kullanmaya başladığı o dönemlerden “modern” çağa kadar adeta sömürüldüğü görülmektedir.
20 yüyılda Doğu Akdeniz’de Akdeniz foklarının popülasyonunun azalmasında; habitatların tahrip edilmesi veya değiştirilmesi, türün yasalarla korunduğu ülkeler de dahil olmak üzere balıkçılar tarafından saldırıya uğramaları ve yasadığı avlanmalar gibi nedenler öne çıkmaktadır.
Habitatların bozulması, tahrip edilmesi ve parçalanması Akdeniz fokunun Doğu Akdeniz’deki kötü durumunda önemli bir rol oynamıştır. Yüzyıllardır insanlar tarafından sömürülen Akdeniz fokları, yaşam alanları daraldıkta bu alanlarda yaşayamaz hale gelmiş, küçük ve yaşamı için çok da uygun olmayan deniz mağaralarında yaşamaya başlamışlardır. Doğu Akdeniz’de yaşadıkları tehdit hala varlığını sürdürmektedir.
Akdeniz’de kritik durumda olan yaşam alanları Türkiye’nin artan turizim faaliyetlerinden de olumsuz etkilenmektedir. Bölgelerdeki turistlerin ve Skuba dalgıçarının sıklıkla Akdeniz foklarının bulundukları mağaraları ziyaret ettiği bilinmektedir. Akdeniz fokları bu mağaralarda bir mikrar dinlenme şansı elde etseler de son zamanlarda yavrulama faaliyeti kaydedilmemiştir. Akdeniz çevresindeki insan popülasyonlarının ve kıyı faaliyetlerinin artmasıyla birlikte, türün yaşam alanına yönelik tehditlerde de buna paralel olarak artışlar yaşanmaktadır.
Türkiye’nin güneyinde varolan bir Akdeniz foku kolonisi bölgede yapılan endüstriyel balıkçılığın balık popülasuonunu azalttığı ve geleneksel balıkçıların Akdeniz foklarını kasıtlı olarak öldürmeleri gibi olumsuz etlileşimlerin arttığı 1990’lı yıllarda tür neredeyse ortadan kaybolmuştur. Ancak balık popülasyonlarını korumak için uygulanan bir dizi düzenleme sonrasında olumsuz etkileşimin bir nebze önüne geçilmiş ve yavrulamaya devam etmesi için bir olanak sağlanmıştır.

Fotoğraf: Project Thalassa
Petrol veya kimyasal madde taşıyan gemilerde yaşanan kaza veya sızıntılar ya da oluşturdukları trafikler Akdeniz fokları için büyük bir risk oluşturmaktadır. Artan tanker trafiğinin artması ve önemli yaşam alanları yakınlarında gerçekleşen kazalar riski arttırmaktadır. 1996 yılında Türkiye’nin güneybatısında yer alan Bodrum ilinin Çavuş Adası’da meydana gelen ve Akdeniz foklarını ve yaşam alanlarını doğrudan etkileyen bir gemi kazası meydana gelmiştir. 1997 yılına kadar süren temizleme çalışmaları sonrasında yaşam alanı eski haline döndürülmüştür. Bu kaza sonrasında Türkiye’de petrol sızıntısından kaynaklanan tehdidi azaltmak için düzenleyici önlemler alınmıştır.
Yaşam Süresi
Akdeniz fokları ortalama olarak 20 ila 25 yıllık bir ömür sürerler.
Koruma Statüsü
Akdeniz fokları, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından “Nesli Tehlikedeki türler” (Endangered species) kategorisinde listelenmektedir.
Kaynaklar:
- Luis Mariano González, Prehistoric and historic distributions of the critically endangered Mediterranean monk seal (Monachus monachus) in the eastern Atlantic, https://doi.org/10.1111/mms.12228
- Stella Adamantopoulou ve ark. Movements of Mediterranean Monk Seals (Monachus monachus) in the Eastern Mediterranean Sea, DOI 10.1578/AM.37.3.2011.256
- Karamanlidis ve ark. Monachus monachus (Eastern Mediterranean subpopulation), Mediterranean Monk Seal Eastern Mediterranean Subpopulation, The IUCN Red List of Threatened Species™
- Karamanlidis, AA, Skrbinšek, T., Amato, G. ve ark. Genetik ve demografik tarih, dünyanın en çok nesli tehlike altında olan yüzgeçayaklılar olan Akdeniz foku Monachus monachus için bir koruma stratejisi tanımlıyor . Sci Rep 11 , 373 (2021). https://doi.org/10.1038/s41598-020-79712-1
- Benton, M. 2000. “Monachus monachus” (On-line), Animal Diversity Web. Accessed October 25, 2023 at https://animaldiversity.org/accounts/Monachus_monachus/
- Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde Akdeniz Fokunun (Monachus monachus) Korunması ve İzlenmesi, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı
Rafi Amar, Mediterranean Monk Seal – Monachus monachus, May 19, 2023, Flickr